HAYLAZ SÖZCÜKLER
Bazı sözcükleri, fonetik açıdan çok çekici ve heyecan verici buluyorum. Onlara taşıdıkları anlamların ötesinde değişik kimlikler yüklüyor, roller yakıştırıyorum. Zihnimde yarattığım bu yeni yaratıkların ya da kavramların renklerine ve seslerine adeta ellerimle dokunuyor, onları somut biçimlere dönüştürüyorum…
Örneğin, “Şelale”… Adeta bir müzik yapıtı, zengin tınısı, coşkulu teması ve de cresendo giden temposuyla bir senfoni… Tabii baş roldeki “Ş” harfinin kulağa hoş gelen, o kıpır kıpır dinamik karakterini de unutmuyorum…
Söz müzikten açılınca aklıma hemen “Andante” geliyor. Soylu, kendini beğenmiş ve erkeklerin başını döndüren bir kadın Andante. Kesinlikle esmer, kömür gözlü bir afet. Tanımın sıcaklığına rağmen biraz mesafeli ama, çekici mi çekici. Çünkü, hem soğuk hem yakıcı. Diğer bir deyişle tam bir “femme fatale”…
Ve işte son sözcüğüm, sözcüklerin en muhteşemi “Zangoç”, ihanetin ta kendisi. İnsanın ağzı nasıl da doluyor zangoç zangoç. Hem “z”, hem “g” hem de “ç”, hepsi bir arada aynı sözcükte, olacak iş değil…
Bence, hadi abartmayayım, roman değil ama, kesinlikle bir öykü yazılmasını hak ediyor bu sözcük, belki de diğer sözcüklerle ortak bir öykü : “Andante’nin Zangocu”…
Sözün özü : Her şey hayal etmekle başlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder